Uzamış COVİD (Long COVİD) uluslararası literatürde COVİD-19’dan iyileşmiş, ancak hala enfeksiyonun kalıcı etkilerini bildiren ya da beklenenden çok daha uzun süredir olağan semptomları olan kişilerde hastalığı tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Coronavirüsün yol açtığı COVİD-19 hastalığı her gün başka bir yüzünü göstererek bizi şaşırtmaya devam ediyor.
Artık hastalığın sadece bir grip olmadığını, grip gibi gelip geçmediğini bazı hastalarda yakınmaların aylarca devam edebileceğini biliyoruz.
COVİD-19’a neden olan virüs hafif, kısa süreli semptomlarla, akut solunum yolu hastalığı veya bazen hiç semptomsuz olarak atlatılabilirken;
Bazı kişilerde enfeksiyondan sonra uzun süreli semptomlar devam ediyor…
Pratik olarak semptomların bir aydan daha uzun süre devam etmesi Uzamış COVİD olarak tanımlanmaktadır.
Uzamış COVİD ’e ek olarak aynı durum için Kronik COVİD, Kronik COVİD Sendromu veya Post-akut COVİD-19 terimleri de kullanılmaktadır.
Araştırmalar COVİD-19’a yakalanan her 10 hastadan birinde hastalık belirtilerinin en az 10 hafta (yaklaşık 3 ay) daha devam etme ihtimalinin olduğunu göstermekte;
Yanbi uzamış COVİD hiç de o kadar nadir görülen bir komplikasyon değil…
COVİD-19 tanısı konulan hastaların %10 ila %20’sinde bir aydan daha uzun süren semptomlar görülmekte iken, hastaların %2,3’ünde semptomların 12 haftadan daha uzun sürebilmektedir.
En Yaygın Uzamış COVİD Semptomları:
- Yorgunluk,
- Baş ağrısı,
- Öksürük,
- Göğüs ağrısı,
- Dispne (nefes darlığı),
- Kas- eklem ağrısı,
- Aralıklı ateş,
- Çarpıntı,
- Deri döküntüleri ve
- Gastrointestinal şikayetleri içerir.
Daha ciddi uzamış COVİD komplikasyonları, daha az yaygın gibi görünmekle birlikte genel olarak aşağıdaki gibi sıralanabiliyor:
- Kardiyovasküler: Miyokardit, Perikardit
- Solunum Sistemi: Akciğer Fonksiyon Anormallikleri
- Böbrek: Akut Böbrek Hasarı
- Dermatolojik: Döküntü, Saç Dökülmesi
- Nörolojik: Koku ve Tat Almada Bozukluk, Uyku Sorunları, Konsantrasyon Güçlüğü, Hafıza Sorunları
- Psikiyatrik: Depresyon, Anksiyete, Ruh Halindeki Değişiklikler
Semptomatik hale gelen uzamış COVİD vakalarınıın yaklaşık %80’inin hastaneye yatışı gerektirmeyen hafif bir hastalığı varken, yaklaşık %15’i bu durumu hastaneye yatışı gerektirecek şiddette deneyimlerler.
Kayıtlara göre uzamış COVİD vakalarının %5’inde solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakım ünitesinde takip ihtiyacı gerektiği gözlenmekte…
Dünya Sağlık Örgütü Şubat 2020’de, o sırada mevcut olan ön verileri kullanarak, hafif vakalar için başlangıçtan klinik iyileşmeye kadar geçen sürenin yaklaşık 2 hafta olduğunu ve ciddi veya kritik hastalığı olan hastalar için iyileşmenin 3 ila 6 hafta sürdüğünü bildirmişti.
Ancak daha sonra, bazı hastalarda semptomların haftalarca hatta aylarca sürdüğü ortaya çıktı…
Uzamış COVİD Tanımının Hayatımıza Girişi:
Uzamış COVİD terimi ilk olarak İtalya Lombardy’den Elisa Perego tarafından hastalık deneyimini özetlemek için kullanılmış, haziran ayında #LongCOVİD hashtagi giderek öne çıkmış ve hasta web sitelerinde de kullanılmaya başlamıştır.
Haziran sonunda bir gazete Dr. Jake Suett‘in bir “Long COVİD” destek grubuna nasıl katıldığını açıklamasıyla, bu tanım sosyal medyadan yazılı medyaya geçmiş oldu.
Klinik Çalışmalar Ne Diyor?
Birçok çalışma, SARS-CoV-2 ile enfekte hastalarda akciğerler, kalp, beyin, böbrekler ve vasküler sistem dahil olmak üzere birçok organ veya sistemde kalıcı hasar olduğunu belirlemiştir.
Bu hastalarda hastalığın uzamasının nedeni henüz bilinmese de immün sistemin uyarılmaya devam etmesinin bu duruma yol açabileceği düşünülmekte…
Öne sürülen hipotezler, hasarın şiddetli inflamatuar yanıt, trombotik mikroanjiyopati,venöz tromboembolizm ve oksijen yoksunluğundan kaynaklanıyor olabileceğini öngörmektedir.
Bunu destekler nitelikte, organ hasarının akciğerlerde, kalpte, beyinde ve böbreklerde, sadece hafif semptomları olan hastalarda bile devam ettiğini gösteren birçok bilimsel yayın paylaşıldı…
Uzamış COVİD spektrumu içerisinde, yoğun bakım ünitesinde takip edilen hastaların bir kısmında kas güçsüzlüğü, denge sorunları, kognitif gerileme ve zihinsel sağlık bozuklukları ortaya çıktı…
Hatta COVİD-19’u takiben devam eden bu tablonun, kronik yorgunluk sendromuna benzediğini ileri süren otörler bulunmaktadır.
Bununla birlikte, uzamış COVİD tablosunu kesin olarak neyin oluşturduğuna dair net bir veri yoktur.
Örneğin COVİD-19 hastalığı erkeklerde ve yaşlılarda daha riskli iken;
Uzamış COVİD’ in kadınlar için daha riskli olduğu, gençlerde hatta çocuklarda da görüldüğü bildirilmiştir.
İngiltere’de insanların semptomlarını takip etmek amacıyla hazırlanan COVİD Symptom Study uygulamasının verilerinin kullanıldığı çalışmaya göre uzamış COVİD için risk faktörleri şu şekilde sııralanmakta:
• İleri yaş (>50 yaş)
• Kadın cinsiyet (genç yaş grubunda)
• Obezite
• Astım
Araştırma verileri, COVİD-19 semptomları yaşayan kişilerin% 13’ünün bu semptomları 28 günden fazla yaşadığını, % 4’ünün 56 günden fazla semptom yaşadığını gösteriyor.
Çalışmada, hastalığın ilk haftasında 5 ya da daha fazla semptom bir arada bulunan bireylerin Uzamış COVİD yaşama ihtimallerinin daha yüksek olduğu da belirtilmiş.
Yani öksürük, yorgunluk, baş ağrısı, ishal ve koku alma duyusunu kaybeden birinin tek başına öksürüğü olan bir bireye göre daha fazla risk altında olduğu görülüyor.
Diğer taraftan, uzun süreli COVİD-19’un görülme sıklığının yaş ile birlikte arttığı da belirtiliyor.
Bilim insanları özellikle 50 yaşın üstündeki kadınların uzun COVİD-19 semptomlarından daha sık muzdarip olduğunu vurguluyor.
Bazı araştırmacılar akut COVİD-19 enfeksiyonu sonrasında görülen bulguların tek bir sendrom olarak tanımlanmasının uygun olmadığını, COVİD-19’un %50′ si farklı sendromlar şeklinde seyredebileceğinden post-yoğun bakım sendromu, post-viral yorgunluk sendromu ve uzamış COVİD sendromu şeklinde ayrılmasının daha doğru olacağını ileri sürüyorlar;
Açıkçası çok da haksız değiller bana kalırsa…
Önümüzdeki dönemde konu ile ilgili bilimsel veriler daha da çok biriktikçe, bu klinik durumu daha iyi anlayabileceğimizi sanıyorum…
En İyi Yaşayan Bilir…
Birçok uzamış COVİD hastası, devam eden semptomlarının önemsenmediğini bildirmekte.
Yaşamlarını değiştiren, hatta bazen altüst eden hastalıkları biraz abarttıklarını, bazen hayal ettiklerini ve hatta icat ettiklerini söyleyenler bile çıkabiliyor…
Ancak unutmayın ki bu kişiler için yataktan kalkmak, giyinmek, yemek hazırlamak ve duş almak gibi basit fiziksel aktiviteler bile bazı hastalar için yorucu olabilmektedir.
Farklı coğrafyalarda, farklı kıtalarda, birbirinden farklı diller konuşan, birbirinden çok farklı kültürel özellikler taşıyan bu insanlar
Ya gizlice bir araya gelip, örgütlendiler ve ortak bir söylemle bizleri kandırmaya niyetlendiler,
Ya da dünyanın dört bir yanından ağız birliği etmişçesine benzer yakınmaları olan bu kişiler doğruyu söylüyor!!!
COVİD-19 geçiren bir kişi, akut enfeksiyon ortadan kalkmış gibi görünmesine rağmen hala birtakım şikayetlerden yakınıyorsa abarttığını düşünmeyelim,
Ona ve anlattıklarına kulak verelim,
Çünkü uzamış COVİD hiç de nadir görülen bir tablo değil…
Peki Uzamış COVİD’ e Karşı Çaresiz Miyiz?
Aslında uzamış COVİD‘ den korunmak gayet mümkün;
Eğer SARS CoV2 ile enfekte olmazsanız,
Uzamış COVİD hayatınızda ancak teknik bir bilgi olarak yer alabilir!!!
Her ne kadar hastalık için riskli gruplar tanımlanmış olsa da,
Bu lanet hastalığın kimi, hangi şiddette vuracağını öngöremiyoruz…
Gayet sağlıklı bireyler hastalığı çok ağır yaşayabiliyor, hatta hayatlarını kaybediyor.
Özel kuvvetlerde görevli bir subayın COVİD-19 nedeniyle vefat ettiğini biliyorum;
Düşünsenize bir kere…
İnsan fizyolojisiyle bağdaşmayacak kadar ağır bir eğitimden geçen,
Dağda, kırda, bayırda yağmur altında, kar içerisinde günler geceler boyu pusu atan,
Sırılsıklam kıyafetlerle eksi bilmem kaç derecede nöbet tutan,
Tabir yerindeyse “zıpkın“ gibi bir yarbay…
Onun hayatının rutin bir parçası olan şeyleri, bizler sadece tek bir gün yaşasak muhtemelen en iyi ihtimalle zatürreden hastaneye yatışımız yapılır.
COVİD-19 o çelik adamın bile isminin başına “rahmetli“ sıfatını ekleyebildikten sonra;
Düşün sana – bana neler yapamaz!!!
Gerek ülkemizden gerek dünyanın geri kalanından gelen veriler tutarı bir şekilde hastaneye yatış, yoğun bakıma giriş ve ölüm oranlarının neredeyse tamamının aşısız ya da eksik aşılı bireylerden oluştuğunu gösteriyor…
Yani bu aşama itibarıyla pandemi artık aşısızların kurban verileceği bir tablo haline dönüştü !!!
Bu noktada
Kendinizi,
Sevdiklerinizi,
Yaşı aşı olmaya uygun olmayan çocuklarınızı,
Ve çevrenizdeki diğer insanları korumak için aşı olmakta gecikmeyin !!!
Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir: