TurCoviDia ve TurCObesity Çalışmaları

Bu yazımda ülkemizde bir çok saygın bilim insanı tarafından yürütülmüş olan ve “Türkiye’den Dünyaya COVİD Dersleri” niteliğinde olan TurCoviDia ve TurCObesity Çalışmaları hakkında, okuduğunuzda gurur duyacağınız bilgiler paylaşacağım.

Ancak öncesinde elimizdeki mevcut verileri hızlıca hatırlayalım…

SARS-CoV-2 genetiği, daha önceden görülen SARS-CoV-1 ile %80 aynıdır.

Aslında coronavirüs ailesi oldukça geniştir;

Kimi insanlarda, kimi ise sadece hayvanlarda enfeksiyona neden olurlar.

SARS-CoV-2, şu ana kadar insanda hastalık tablosu oluşturduğu gösterilmiş coronaviridea ailesinin yedinci üyesidir.

Virüs spike (S) adı verilen bir protein ile ACE-2 adlı bir reseptöre bağlanıyor;

ACE ise vücutta en fazla akciğer, böbrek, endotel (damarların içini kaplayan yapı) ve kalpte bulunuyor…

İşte bu nedenle akciğer, böbrek, endotel ve kalp virüsün hedef organlarının üst sıralarında yer alıyor ve oluşturdukları hasar başlıca buralarda meydana geliyor.

Peki Diyabet, Yani Şeker Hastalığı İle COVİD-19 İlişkisi?

Elimizde hipergliseminin (kan şeker yüksekliği) COVİD-19 enfeksiyonu ile ilişkisine dair veriler henüz yetersiz,

Ancak,

COVİD-19 şiddetini ve seyrini belirlemekte kullandığımız interlökin-6 ve D-dimer gibi tetkikler hiperglisemisi olan hastalarda daha yüksek çıkıyor.

Ek olarak, COVİD-19 enfeksiyonun kan şeker regülasyonunu bozduğunu da biliyoruz.

TurCoviDia Çalışması:

Ülkemizde de TurCoviDia (Clinical characteristics and outcomes of COVID-19 in patients with type 2 diabetes in Turkey: A nationwide study)  isimli geniş kapsamlı ulusal bir çalışmada COVİD-19 nedeniyle hastaneye yatan Tip 2 Diyabetes Mellitus (bundan sonra kısaca T2DM olarak kullanacağım), yani şeker hastaları detaylı bir şekilde incelenmiştir.

 TurCoviDia (Clinical characteristics and outcomes of COVID-19 in patients with type 2 diabetes in Turkey: A nationwide study)

TurCoviDia Çalışmasında 9213 hasta izlenmiş;

Bir çalışmanın sonuçlarının güvenilirliğini belirleyen tek etken olmasa da dahil edilen hasta sayısının yüksekliği çok önemli bir parametredir…

TurkCoviDia hasta popülasyonu gerçekten çok geniş;

Hatta yatan hastaların dahil edildiği en büyük çalışma…

TurCoviDia Çalışması sonuçlarına göre, COVİD-19 enfeksiyonu geçiren diyabet hastalarında:
• Yatış süresi uzuyor
• Yoğun bakım ihtiyacı daha fazla oluyor
• Ölüm riski artıyor

Daha detaylı inceleyecek olursak:

  • Bilgisayarlı Tomografi (CT) incelemerinde, akciğer tutulumu T2DM hastalarında daha fazla gözleniyor
  • T2DM hastalarında 8 günden daha uzun süreli hastaneye yatış, yoğun bakım ihtiyacı, entübasyon oranları ve ölüm diyabeti olmayanlara göre daha yüksek
  • COVİD-19′ a bağlı ölüm oranı kontrol grubu olarak alınan diyabetik olmayanlarda %8.7 iken, T2DM hastalarında %13.6 olarak bulunmuş

Daha önce farklı ülkelerde yapılan çalışmalarda bu oran %8 ile %60 arasında değişiyordu;

Bu kadar farklı değerler bulunmasının ana sebepleri ise

Ya hasta sayılarının daha az olması,

Ya çoğunun tek bir merkez verilerine dayanıyor olması,

Ya da hastaların tüm yatış süresi boyunca incelenmemiş olmasıdır.

Bu açıdan TurkCoviDia tüm bu eksikliklerden ve sınırlamalardan muaf, dünyada yapılmış en yüksek kalitedeki bilimsel çalışma olarak farklılaşıyor.

TurCObesity  Çalışması:

Aynı bilimsel ekibin bir diğer çalışması ise TurCObesity,

Yani uzun künyesi ile “Clinical Characteristics and Outcomes of COVID-19 Patients with Overweight and Obesity: Turkish Nationwide Cohort Study”

TurCObesity  Çalıışmasıı: Clinical Characteristics and Outcomes of COVID-19 Patients with Overweight and Obesity: Turkish Nationwide Cohort Study

TurCObesity Çalışmasında da 14.625 gibi yine çok ciddi bir hasta takip edilmiş…

İzlenen hastalar normal kilolu, fazla kilolu ve obez olarak üç eşit gruba ayrılmış.

  • Fazla kilolu ve obez gruplarında entübasyon ve mekanik ventilasyon riski artarken,
  • Mortalite (ölüm) oranı sadece obez grupta yükselmiş
  • Ölüm riski ise en yüksek olarak morbid obez hastalarda gözlenmiş…

Bu hastalarda, mortalite riskini artıran faktörler:

• İleri Yaş

• Erkek Cinsiyet

• Kronik Böbrek Hastalığı

• C-reaktif protein (CRP) seviyesi yüksekliği olarak tespit edilmiş,

Böylesine önemli bir bilimsel verinin hayata geçmesine liderlik eden Saygıdeğer Hocalarım Alper Sönmez, İbrahim Demirci, Cem Haymana, İlker Taşçı, Selçuk Dağdelen, Serpil Salman, Naim Ata, İbrahim Şahin, Rıfat Emral, Erman Çakal, Ayşegül Atmaca, Mustafa Şahin, Osman Çelik, Tevfik Demir, Derun Ertuğrul, Uğur Ünlütürk, Murat Çağlayan ve İlhan Satman’ a teşekkürü borç bilirim…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Ne Demişti Gazi Mustafa Kemal Atatürk:

Biz mutlak gerçeği arayıp bulmaya çalışmalıyız ve onu tanıtmaya gayret sarf etmeliyiz.

Bir milletin ne yapabileceğini göstermek için tarih en güvenilir rehberdir.

Biz tarihi yazdığımız zaman, olayların ve eylemlerin yapılarını birlikte ararız.

Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur.

Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur.

O halde,

Selam olsun bilgiyi aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek için ilmek ilmek emek verenlere!!!

Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir:


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bağlantıyı kopyala