Sufiler der ki, ney insana çok benzer;
Çünkü neyin yolculuğu insanın yolculuğuna çok benzer…
Kamışlar özelliksiz bitkilerdir; işe yarar, kullanışlı hiçbir yönleri yoktur…
Yenmezler, içilmezler, ev yapımında kullanılmazlar; sulak yerlerde kendi başlarına büyürler, mevsimi gelince de ölüp giderler.
Neyin ustası, kamışı bulunduğu yerden aldığında, ilk ayrılık da orada başlamış olur…
Neyin yolculuğunun ilk adımı ayrılık acısıdır;
Bir vazgeçişle yola çıkar ney…
Her seçim bir vazgeçiştir ve insan bir yola çıkıyorsa, diğer bütün yollardan vazgeçmiştir….
Dolayısıyla bir seçim yapmak, diğer sonsuz seçenekleri gözden çıkarmak sayılır bir yerde…
Ney de ilk ayrılıkla birlikte tanır derdin ne olduğunu.
Sazlıktan koparıldıktan sonra, bir zaman beklemeye bırakılır, öyle hemen işlenmez…
Böylece sabretmeyi de öğrenir…
Bekler…
Bekler…
Bekler…
Sonra sıra kamışın üzerindeki sert kabuklara gelir…
Kamışı iyice sarmış olan kabuklar, ney ustası tarafından tek tek koparılır.
Bu işlemin insanoğlunun yaşamındaki karşılığı da egolardan, başkaları ne der korkusundan ve benlikten kurtulabilme bilincidir…
Ney kabuklarından kurtularak, içini açığa çıkarır…
Kamış, bu aşamadan sonra da bir süre daha beklemeye bırakılır…
Yine bekler, yine bekler ve sabrı öğrenmeye devam eder…
Sabır terbiyesinde iyice gelişir,
Sonra diğer aşamaya geçilir…
Kamışların iç kısımları genelde doludur. Ney ustası kızgın bir demirle kamışın içini delerek boşaltır…
Kamışın içi açılır,
Derin bir boşluk oluşur,
Yani hiçlik oluşur…
Neyin içi delindikten sonra hiç olur ve yine bir süre daha beklemeye bırakılır…
Ardından sırası gelince ney ustası yine kızgın demirler kullanarak kamışın gövdesine yedi tane delik açar…
Ancak bu deliklerden sonra neyden kalbe ilham veren nağmeler çıkabilir…
Ve son olarak da neyin olgunluğunu ve mürşitliğini işaret eden parazvane ve başpare takılır…
Artık kabuklarından sıyrılmış,
İçi hiç olmuş,
Yedi delikli ney,
Nihayetinde son kıvamına gelmiş demektir…
“Öldüm, bittim, bu kadar acıyı neden çektim?” diye düşünen kamış, bir neyzenin nefesiyle tatlı ve hoş nağmlerle inlemeye başladığında anlar ki, bunca acı bu ıstırap, bunca sıkıntı boşuna değilmiş
Ney bile artık kendine şaşıyordur:
“Yaşadığım hiçbir şey aslında beni kahretmek için değilmiş” diye düşünür,
“Her şey beni olgunlaştırmak ve kemale erdirmek içinmiş’ der…
* Hakan Mengüç’ ün “İstediğin Birşey Olursa Bir Hayır, Olmazsa Bin Hayır Ara/Mevlana” kitabından alıntılanarak derlenmiştir
Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir:
Çok teşekkür ederim arkadaşım…. 🙏🙏🙏
Ne güzel bu sözleri duymak
Merhaba Cüneyt, titizlikle hazırladığın yazıları büyük bir keyifle okuyorum arkadaşım, yüreğine, kalemine sağlık ✨ 😊 ✨ 🍀 ✨ selamlar sevgiler
Nezife