Kemal Sunal ve Vefatından Öğrendiklerimiz

Kemal Sunal toplum tarafından çok sevilen,

Yediden yetmişe halka mal olmuş bir sanatçıdır… 

Ben bir sanat eleştirmeni değilim, eserlerini değerlendirecek yetkinliğe hiç sahip değilim.

Bu yazıda, dünyadan göçüşünden sonra bile insan yaşamına dokunan bir Kemal Sunal karakterinden bahsedeceğim;

Hem de duygusal anlamda değil; basbayağı fiilen…

Kemal Sunal Bu Coğrafya İçin Özel Bir Karakterdi

Çocukluğumuzun en büyük eğlence kaynaklarından birisiydi rahmetli; 

Arkadaşlar arasında onun esprilerini ve taklidini yapar; herkes belki de onlarca kere izlemiş olsa da yine de her defasında gülerdik…

Araştırdım tam seksen iki filmde rol almış, 

Aslında sadece Hababam Sınıfı filmindeki karakter olmasına rağmen, o bizim akıllarımızda hep İnek Şaban olarak yer etmişti…

Çocukluğumuzun en büyük eğlencesi İnek Şaban ya da Zeki Alasya-Metin Akpınar filmlerini izlemekti.

İtiraf etmeliyim; 

Geç ergenlik ve üniversite yılları esnasında bu filmleri sıradan, bayağı ve çok avam buluyordum,

Gerçi o dönemlerde bizler hiçbir şeyi beğenmiyorduk ki…

Yaş kemale ermeye başladıktan sonra ise, toplum nezdinde bu kadar yoğun karşılık bulmasını daha iyi anlar oldum.

Çünkü tüm bu halk sanatçıları biraz mübalağalı şekilde de olsa, hep bizi anlatıyordu aslında;

Toplum olarak bizim sorunlarımız, bizim karşılaştığımız sıkıntılar vardı hep ana temada.

Haylaz öğrenci,

Çöpçü, 

Kapıcı,

Üç kağıtçı, tokatçı memur

Dalavereci siyasetçi,

Hileci hurdacı esnaf,

Din tacirliğine soyunmuş bakkal hacı amca…

Hepsi bizim yaşamımızın gerçekliği, sosyal hayatımızdan birer kesit değil miydi?

İşte tüm bunların bilincimizde ya da bilinçaltımızda bıraktığı bir iz olduğu için de bizde bir karşılığı vardı;

O yüzden çok sevdik biz Yeşilçam karakterlerini…

Kemal Sunal Hep Karayolu Seyahatini Tercih Ederdi

Vermiş olduğu röportajlarda da belirttiği gibi büyük sanatçı hava ve deniz taşıtları ile seyahatten korkuyor;

Mesafe ne olursa olsun ulaşım tercihini hep karayolundan yöne kullanıyordu.

Hatta çok uzun yıllar önce Ertem Eğilmez Çin’de düzenlenecek bir festival için onu uçağa bindirmişti;

Öyle ya, Çin’e de arabayla gidemezlerdi…

O gün havalimanına kadar gelmiş, 

Bavullarını teslim etmiş,

Hatta uçağa bile binmişti.

Ancak ömrü boyunca yenemediği korkusuna yenilip bağırışlar içerisinde uçaktan koşa koşa aşağı inmişti.

Demek ki vardı bir bildiği rahmetlinin,

Belki de malum olmuştu birşeyler…

Kemal Sunal’ın İlk ve Son Uçak Yolculuğu

Başarısızlıkla sonuçlanan Çin uçuşu deneyiminin üzerinden tam on beş yıl geçer…

Tarihler 3 Temmuz 2000’i gösterdiğinde, büyük usta hayatında ilk kez Balalayka filminin çekimi için İstanbul – Trabzon hattında uçacaktı.

kemal sunal

Sabah havalimanına vardığında, check in işlemi yapan görevliye “Canım hiç gitmek istemiyor; ama gitmek zorundayım. Film çekimi var” demişti.

Kader bu ya…

Uçağa gitmek için aprondaki otobüse bindiklerinde, manevra esnasında otobüs önce öndeki ardından da arkadaki araçlara çarpmış;

Bunun üzerine rahmetli “Daha uçağa binmeden öleceğiz” cümlesini kurmuş…

kemal sunal

Saat 07:00’de uçağa ulaşmışlar; 07:30’da ise uçak apronda hareket etmeye başlamış.

Bu esnada gazetesini okuyan Kemal Sunal’ın başı hafifçe sağa doğru düşmüş,

Ve,

Oracıkta hareketsiz kalakalmış…

Büyük sanatçı, uçakta geçirdiği bir kalp krizi nedeniyle henüz elli beş yaşında iken hayata gözlerini yummuştu!!!

Kemal Sunal’ın Ölümünde İhmaller Silsilesi

Kemal Sunal’ın bir ömür boyu yenemediği uçak fobisinde belki de vardı bir keramet; 

Kim bilir belki de içine mi doğmuştu?

Ölüm her yaşayan için mutlak bir son;

Kimi o nedenle kimi bu nedenle kapatacak gözlerini bu dünyada…

Ancak Kemal Sunal örneğinde hata ve eksikliklerin birbirini izlediğini görüyoruz.

Belki ve keşkelere boğulmak çözüm sağlamaz; öleni geri getirmez;

Lakin yanlışlardan bir ders çıkarabilmek de önemlidir…

Gazete haberleri ve görgü şahitlerinin beyanlarına göre uçak personeli ilk yardım konusunda eğitimsizdiler,

Bu nedenle de fenalaşan hasta için rahatlatmaya yönelik uygulamalardan daha fazlasını yapamamışlardı.

İlk yardım eğitimi bile verilmeyen kabin görevlilerine yaygın olarak elektroşok cihazı olarak bilinen defibrilatör zaten teslim edilemezdi.

Üstüne üstlük havalimanına çağrılan acil müdahale yapılması gereken ambulansta doktor yoktu; 

Arşivlerde ambulans deniliyor ama bana kalırsa muhtemelen bir hasta nakil aracı yönlendirilmişti…

Kemal Sunal ve Vefatından Öğrendiklerimiz

Her yaşayan bir gün ölümü tadacak; ama o sebepten ama bu sebepten…

Kader, taksirat, alınyazısı gibi kavramları bir kenara bırakacak olursak uçakta fenalaşan ve kalp krizi geçiren Kemal Sunal için ideal dünyada nelerin yapılmış olması gerektiğini konuşmak lazım.

Öncelikle kabin memurlarının acil müdahale ve ilkyardım konusunda ileri seviyede eğitim almış olmaları zorunluydu,

Ki hayat kurtarıcı o ilk aşama olması gerektiği gibi tamamlanabilsin.

Yukarıdaki ilk koşul sağlandıktan sonra, eğer ki uçakta bir defibrilatör olsaydı kalbi duran bir hastanın geri döndürülebilme ihtimali olurdu.

Bu konuda ilk örnek 1998 yılında yaşanmış…

Amerikan Havayolları’nın Boston-Los Angeles uçuşunda kalbi duran Kevin Dunn’a kabin memurları tarafından defibrilatör ile müdahale edilmiş,

Ve,

Dunn cihazın dördüncü atışı sonrasında hayata dönmüştü!!!

Büyük ustanın talihsiz vefatı da bizde bu konudaki farkındalığı artırmış ve ihtiyacı alenen gözler önüne sermiş oldu acılı bir şekilde!!!

Öncelikli olarak mevcut personele ilk yardım ve acil müdahele eğitimi verildi.

Artık kabin ekipleri, uçakta yaşanabilecek sağlık sorunlarına anında müdahalede bulunabilmek için göreve başlamadan önce uluslararası standartlarda hazırlanan ilk yardım sınıflarında temel yaşam desteği ve elektroşok eğitimi alıyor.

Eğitimlerle uçuşlarda hayati önem taşıyan cihazları kullanabilecek düzeye gelen kabin ekipleri, uçakta doktor bulunmaması halinde ilk yardım kurallarına göre yolcuya anında müdahale edebiliyor.

Kabin ekipleri, uçakta bulunan bir doktor varsa ona yardımcı oluyor.

İlk olarak uzun menzilli uçuş yapan Airbus 340 tipi uçaklardan başlanarak, kademeli olarak tüm uçaklara defibrilatör temin edildi.

Artık uçaklarda “first aid kit” ve “doktor kit” şeklinde iki ayrı müdahale çantası, ek olarak da tamamında defibrilatör bulunuyor.

Özetle…

Bu dünyadan bir Kemal Sunal geldi geçti…

Yaşarken bizleri güldürerek hayatın kasvetine karşı koruyordu,

Kahkahalar içerisinde alttan alta bir ders de veriyordu aslında…

Hazin ölümü sonucu alınan ders sayesinde ise rahmetli, insanları korumaya devam ediyor!!!


Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bağlantıyı kopyala