Yazıya başlamadan önce hatırlayalım…
Pandemide altın kural:
ERİŞEBİLDİĞİN İLK COVİD AŞISI İLE EN ERKEN SÜREDE KENDİNİ KORUMAYA AL !!!
Bununla birlikte birden çok seçeneğiniz varsa etkililik ve güvenlilik profili daha üstün olan aşıyı tercih etmek doğal olarak en akılcı yaklaşımdır…
Son zamanlarda en sık aldığım soruların başında “Çin COVİD aşısı mı, Alman COVİD aşısu mı tercih edilmeli? Hangisini tavsiye edersin?” geliyor…
Cevabım net:
ÖNCELİKLE TAM DOZ COVİD AŞISI OLUN !!!
Kullanıma sunulmuş aşıların tamamı etkililik ve güvenlilik açısından rüştünü ispat etmişlerdir…
O nedenle lütfen herhangi bir temeli olmayan komplo teorilerine kulak asmayın, gereksiz şüphe ve tereddüde yer vermeyin…
Bununla birlikte aralarında farklar var mı?
Evet var…
Lakin bu detay ile ilgili yorumlarımı paylaşmadan önce aşılama oranları konusunda netleşmemizi istiyorum,
Bu yazım biraz uzun olacak, lütfen sabredip sonuna kadar okuyun…
Olayın mantığını kavradıktan sonra tüm taşların yerli yerine oturacağına şahit olacaksınız…
Çünkü aşılama oranları, yani kapsayıcılık (İngilizce tanımıyla coverage) en az aşıların etkililiği kadar,
Hatta daha da önemli bir konu…
Şaka yapmıyorum,
Boşa mavra hiç yapmıyorum;
Aşı gönüllüsü olduğum için konuyu abarttığımı da düşünmeyin lütfen,
Buyrun neden aşılama oranları hangi aşı ile korunduğumuzdan daha önemli anlatmaya başlayalım…
Dünyada her gün uygulanan toplam COVİD-19 aşılarının %60’ ı sadece Çin’ de yapılıyor;
Çin’ de günde ortalama 20 milyon kişi aşılanıyor !!!
24 Ağustos 2021 itibariyle Çin’ de uygulanan doz sayısı 1,95 milyar; yani 2 milyar doz rekorunu kırmaya sayılı günler kaldı !!!
Bu da tüm dünyada uygulanan toplam aşı miktarının üçte birine karşılık geliyor !!!
Ve veriler Çin’ de ülke toplam nüfusunun %54′ ünün tam doz aşılandığını gösteriyor…
Bu esnada %54′ lük aşılama oranının Çin Anakarası’ nın tamamının ortalaması olduğunu lütfen aklınızda tutun;
Örneğin Pekin’ de erişkin nüfusun %90′ dan fazlası COVİD-19 için tam doz aşılı !!!
İşte tam bu noktada bağışıklama ile ilgili iki terimi açıklamam gerek; çünkü aslında tüm denklem bu iki parametre üzerine kurulu…
Aşı Etkinliği (Vaccine Efficacy)
Aşı etkinliği ideal koşullar altında aşılılarda aşısızlara göre yeni ortaya çıkan hastalık oranında (yani insidans) azalma yüzdesidir.
Bu nedenle Faz III randomize kontrollü çalışmalarla aşı lisans almadan önce belirlenebilir.
Çalışmalarda aşı ve kontrol (plasebo) kollarındaki ortaya çıkan yeni hastaık ve yan etki oranları karşılaştırılır.
Aşı Etkililiği (Vaccine Effectiveness):
Madde 1: Mevcut hiçbir aşının etkinliği %100 değildir
Madde 2: Klinik çalışmalarda ideal ortam dizayn edilmeye çalışılır; çünkü tutarlı bir veri elde etmek için bu zorunludur
Madde 3: Gerçek yaşam koşulları aslında hiç de o kadar ideal değildir
İşte bu nedenle ideal olmayan saha koşullarındaki (depolama, taşıma, uygulama vb. ile ilgili durumlar) aşının etkisinin, yani aşı etkililiğinin bilinmesi önemlidir.
Diğer bir ifade ile aşı etkililiği aşının gerçek hayatta ilgili hastalıktan ne kadar koruduğunu gösterir.
Aşı etkililiği zaten yeterli etkinliği gösterilmiş olan bir aşının, sadece bireyin kendisinin değil, toplumda uygulanmasının ilgili hastalıktan ne kadar koruduğunu göstermektedir !!!
Kafalar biraz karıştı mı?
Hadi bir örnekle açıklayalım…
Örneğin aynı hastalık için A ve B aşılarının etkinlikleri sırasıyla %95 ve %90 olsun,
Yani A aşısı B aşısından daha etkin…
Yalnız sadece bu bilgiyle bir toplumda A aşısının B aşısına göre daha etkili olacağını söylemek yanıltıcı olabilir.
Çünkü toplumda uygulandığında, bir çok farklı sebebe bağlı olarak A aşısının etkililiği %80 iken, B aşısının etkililiği %85 olabilir.
Bu durumda aşı etkinliği daha düşük olsa da B aşısı o toplumda daha etkili olacaktır !!!
Yine de aşı etkililiğinin en önemli belirleyicileri aşı etkinliği ile aşı kapsayıcılığıdır (vaccine coverage)
Hatta kapsayıcılık ne kadar yüksek olursa, korunan birey sayısı artacağı için etkinlik düşük olsa bile etkililik yüksek olabilir…
Biraz teknik bir konuya girdiğimin farkındayım;
Lakin bu çok suistimal edilen bir nokta olduğu için iyi anlaşılmasının önemli olduğunu düşünüyorum…
Mevcut hiçbir aşı mükemmel etkinliğe ve etkililiğe sahip olmadığı için, bir toplumdaki aşılanma düzeyleri ile bağışıklık düzeyleri aynı değildir.
Örneğin bir toplumun %90’ının aşılanmış olması, o toplumdaki bağışıkların oranının da %90 olduğu anlamına gelmez !!!
Eğer %90′ ı aşılanmış bir toplumda aşı etkililiği %90 ise, o zaman toplum 0.90 x 0.90 = 0.81, yani %81 oranında bağışık demektir.
Örneğin Alman mRNA aşısının etkinliği %95 iken, inaktif Çin aşısının ülkemizdeki Faz 3 sonuçları ise %83.5’ lik bir aşı etkinliği gösterdi…
İşte burada kritik olan şey aşı etkinliği kadar aşı kapsama oranlardır.
Bir örnekle açıklamak gerekirse:
• 100 kişilik bir toplum düşünelim
• Aşımızın etkinliği de %90 olsun
• Aşı kapsayıcılığının %20 olduğu senaryoda toplumda toplam 20 kişi aşılanmış olacaktır
• Etkinliğin %90 olduğunu dikkate aldığımızda, bu durumda aşı ile korunmuş olan birey sayısı 18 olacaktır (%90 x 20 kişi = 18 kişi)
Peki ya etkinliği daha düşük olan bir aşı ile daha geniş kapsayıcılık sağlanırsa tablo nasıl değişir ???
- Bu örnekte de aşı etkinliği ilk aşıya göre oldukça düşük, mesela %60 olsun
- Lakin toplumun %80′ nin aşılandığını düşünün; 48 kişi korunmuş olacaktır
Yani kapsayıcılık arttıkça korunan kişi sayısı da paralel artış gösterecektir,
Demem o ki etkinliği daha düşük bir aşı ile bile daha yüksek etkililik sağlayabilirsiniz,
Yeter ki aşılamayı toplum geneline yayın,
(Ve tabii ki Sayın Koca’ nın da belirtmiş olduğu gibi yeter ki aşınız olsun 🙂 )
Eğer sabredip bu satıra kadar geldiyseniz, neden bu kadar detaya girmiş olduğumu sanırım daha iyi anlamış olmalısınız…
İşin sırrı “Alman mı, yoksa Çin mi ?” sorusunun cevabından ziyade aşı kapsayıcılığınızdadır üstadım !!!
İşte Çin’ in pandemi ile mücadelesinin mihenk taşı budur…
Çin dünya nüfusunun %18′ ini oluşturuyor,
Bununla birlikte dünyada uygulanan tüm aşıların %36′ sı Çin’ de yapılıyor,
Elimde o rakamlar mevcut değil, ama bir de aşıya ne yazık ki erişimi olmayan ülkelerin nüfusunu çıkartacak olursan rakamlar Çin lehine daha da artacak…
Tekrar hatırlatmak istediğim bir konu var: Hiçbir aşı %100 koruma sağlamaz !!!
Bir aşının %90 koruyuculuk oranının olması, aynı zamanda bireyin her bir COVİD-19 temasında %10 enfekte olma riski anlamına gelir…
Her temastaki %10’ luk risk ise çevrenizdeki aşısız birey sayısının yüksekliğiyle daha anlamlı hale gelir !!!
Çevrenizde ne kadar çok aşısız birey varsa, o %10′ luk istenmeyen dilim içerisinde kalma riskiniz o kadar artar,
Ve aynı sonuç tam tersi bir senaryo için de geçerlidir;
Uygulanan aşının koruyuculuk oranı düşük olmasına rağmen toplumun çoğunluğu aşılıysa, dolaşımda olan virüs miktarı dramatik olarak azalacağı için hasta olma ihtimaliniz misliyle düşücektir !!!
Yani
Daha düşük etkinlikte bir aşı
Geniş bir kapsayıcılıkla
Daha yüksek etkililik oluşturacaktır
Tıpkı Çin örneğinde olduğu gibi…
Tekrar etmek gerekirse, işte bu nedenden dolayı hangi aşı ile korunuyor olmaktan ziyade toplumda geniş kapsayıcılıkta gerçekleştirilen bir program daha olumlu sonuçlar veriyor…
Sonunda başlangıç sorumuza geleceksek olursak, mevcut kullanıma sunulmuş aşılar arasında farklar var mı?
Kullanımda olan aşılar etkinlik ve güvenlilik açısından onaylanmış olsalar da, aralarında bir takım farklar var…
Bunu bir örnek ile açıklamak gerekirse…
Volkswagen Passat oldukça iyi bir araçtır,
Bir otomobilden beklediğiniz her şeyi size eksiksiz olarak sunar…
Bununla birlikte Porsche 911, Volkswagen Passat’ a göre daha üst segment bir araçtır…
Bir arabaya ihtiyacınız var ve erişebileceğiniz tek araç Passat ise düşünmeden atlarsınız değil mi?
Çünkü ihtiyacınızı görür, beklentinizi net bir şekilde karşılar…
Peki ya ek bir zahmete girmeksizin “Passat mı tercih edersin, Porsche mi?” diye bir soru sorsam sana cevabın ne olurdu?
İşte ben de inaktif Çin Aşısı mı yoksa Alman mRNA aşısı mı kıyaslamasını tam olarak bu örneğe benzetiyorum…
Sanırım cevabım gayet açık olmuştur…
İnaktif Çin Aşısının Faz 3 sonuçları dünyada ilk kez Türkiye’ de yayınlandı…
Çalışmada aşı etkinlik oranı %83.5 olarak bulundu…
- İkinci dozu takiben 5.5 aylık izlemde aşılanmasına rağmen hastalananların oranı sadece %2.81 (İnaktif Çin aşısı ile bağışıklanmış 9 bin 494 kişiden 267 kişi)
- Bunlardan da 236 tanesi hastalığı çok hafif geçirmiş
- Aşı gönüllüleri içinde hastaneye yatarak COVİD-19 tedavisi gören kişilerin oranı 10 binde 7
- Yani toplam sadece 7 kişi
- 6 aylık takibi sonunda da ölüm ve yoğun bakım yatışı hiç yok
Temmuz ayı içerisinde inaktif Çin aşısına dair bir gerçek yaşam verisi de Şili’ den geldi…
Bu çalışma sonuçlarını dikkate almak gerekiyor; çünkü on milyondan fazla hastanın verisini içeriyor !!!
- Aşı bulaş oluşumundan %64
- Hastaneye yatışlardan %87
- Yoğun bakım yatılarından %90 ve
- COVİD-19’ a bağlı ölümlerinden %86 koruyuculuk sağlıyor
Yakın bir zaman öncesine kadar COVİD-19 aşılarının karşılaştırmalarını ürünlerin özgün verileri ile yapıyorduk; çalışmaların dizaynları, popülasyonları ve bir takım diğer faktörlerin karıştırıcı etkilerini göz ardı etmek zorunda kalıyorduk;
Takdir edersiniz ki bu çok da sağlıklı bir yöntem değil aslında…
15 Temmuz 2021’ de Lancet’ de “Comparative immunogenicity of mRNA and inactivated vaccines against COVID-19” başlığıyla inaktif ve mRNA aşılarının karşılaştırıldığı bir çalışma yayınlandı.
Yapılan değerlendirmelerde gerek ilk gerekse ikinci dozdan sonra gelişen bağışıklığın mRNA aşısı lehine daha yüksek olduğu tespit edildi.
Özetle mRNA aşısı inaktif Çin aşısından daha yüksek koruma sağlıyor;
İlk doz mRNA aşısından sonra sonra virüsü durdurabilen antikorlar hızla oluşmaya başlıyor; ikinci dozdan sonra çok artıyor !!!
Aşağıdaki grafiklerde mavi çizgi mRNA aşısını, kırmızı çizgi ise inaktif Çin aşısını temsil etmektedir;
Çizgi ne kadar yüksekse o kadar fazla antikor cevabı oluştuğu anlamına geliyor…
Tabii ki akılda tutmamız gereken bir konu bu analizler yapılırken henüz Delta Varyant piyasada yoktu,
Ve aşıların Delta Varyanta karşı etkinliğinde düşüş olduğunu biliyoruz,
En azından mRNA ve adenovirüs vektör aşıları için durumun böyle olduğu çalışmalarda gösterildi,
İnaktif Çin aşısı için ise henüz bir yayın yok, olacak gibi de görünmüyor…
Lakin uzman görüş ve deneyimleri Synovac’ ın Delta Varyanta karşı yeterli koruma sağlamadığı yönünde!!!
Söz konusu Delta Varyant olduğunda tüm veriler mRNA aşısını işaret ediyor…
İki doz mRNA aşısı etkinliği klasik COVİD-19 enfeksiyonuna kıyasla bir miktar azalmış olsa da, delta varyanta karşı yine de oldukça iyi iş çıkartıyor !!!
mRNA aşısının Delta Varyanta karşı etkililiği ilk dozdan sonra ancak %33′ de kalırken, ikinci dozdan 2 hafta sonra %80′ lere çıkıyor !!!
Özetle,
Bir tehlike var, hem de oldukça ciddi bir tehlike…
Ve artık sinsice değil, bağıra bağıra geliyor…
Tüm otoriteler 2021 sonbaharında baskın tipin Delta Varyant olacağını öngörüyor, ki şimdiden kendini belli etmeye başladı!!!
Gerek ülkemizden gerek dünyanın geri kalanından gelen veriler tutarı bir şekilde hastaneye yatış, yoğun bakıma giriş ve ölüm oranlarının neredeyse tamamının aşısız ya da eksik aşılı bireylerden oluştuğunu gösteriyor…
Yani bu aşama itibariyle pandemi artık aşısızların kurban verileceği bir tablo haline dönüştü !!!
Bu noktada
Kendinizi,
Sevdiklerinizi,
Yaşı itibariyle aşı olmaya uygun olmayan çocuklarınızı,
Ve çevrenizdeki diğer insanları korumak için aşı olmakta gecikmeyin !!!
Cüneyt bey teşekkürler
Süper yazı baba