” Tuvaletten COVİD-19 Bulaşır Mı ?” sorusu hiç aklınıza geldi mi?
Bu yazıda, sizinle bu konu özelinde güncel bilgileri paylaşacağım.
Önce hastalığın yaygın bulaş yollarını hızlıca gözden geçirelim:
SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu coronavirüs enfeksiyonun insandan insana bulaşının birkaç yolu olduğunu biliyoruz.
Bunlar:
Virüs, enfekte olmuş bir kişinin ağzından veya burnundan öksürürken, hapşırırken, konuşurken, şarkı söylerken veya nefes alırken küçük sıvı parçacıkları halinde yayılabilir.
Bu parçacıklar, damlacıklardan daha küçük aerosollere kadar değişen boyutlarda olabiliyor.
Mevcut kanıtlar, virüsün esas olarak birbirleriyle yakın temas halinde olan kişiler arasında, tipik olarak yaklaşık 1 metrelik mesafe içinde yayıldığını göstermektedir.
Enfeksiyon ajanı taşıyan aerosoller veya damlacıklar solunduğunda veya doğrudan gözler, burun veya ağızla temas etmesi durumunda da kişi enfekte olabilir.
Ek olarak virüs, kötü havalandırılan ve/veya insanların daha uzun zaman geçirme eğiliminde olduğu kalabalık iç mekanlarda da yayılabilir.
Bunun nedeni, aerosollerin havada asılı kalması veya 1 metreden daha uzağa gidebilmesidir.
İnsanlar ayrıca ellerini temizlemeden gözlerine, burnuna veya ağzına dokunarak virüsün bulaştığı yüzeylere dokunarak da enfekte olabilirler.
Semptomları olsun ya da olmasın,
Enfekte kişiler bulaşıcı olabilir ve virüs onlardan diğer insanlara yayılabilir
COVİD-19 pozitif çoğu insanda ateş, öksürük ve nefes almada zorluk olmasına rağmen, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ek olarak ishal dahil gastrointestinal semptomların görülebileceğini de bildirmektedir.
Araştırmacılar, COVİD-19 olan kişilerin dışkı ve idrarında virüsü bulmuş ve virüsün varlığını tespit etmiş
Ve hatta, virüs RNA’ sını tuvalet ve kanalizasyonlardan izole etmişlerdir.
Bununla birlikte, bugüne kadar yalnızca Çin’ den tek bir çalışmada COVID-19 virüsünün dışkıdan kültürlenebildiği gösterildi.
Ancak şu ana kadar dışkı veya idrar yoluyla COVİD-19’a yakalanan herhangi bir vaka bildirilmemiştir.
Halka Açık Tuvaletten COVİD-19 Bulaş Riski:
Bununla birlikte tuvaletlerden, özellikle de umumi tuvaletlerden virüsün bulaşıp bulaşmayacağı hala merak ediliyor…
Southeast Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı (Yun-Yun Li, Ji-Xiang Wang ve Xi Chen) işte tam da bu soruya odaklanmış.
Araştırmacılar tuvalet sifonu çekildiğinde, klozetteki suyu aerosol halinde havaya nasıl bulaştırabileceğini belirlemek için akışkanlar dinamiği modellerini çalışmışlar…
Çalışmanın sonucunda, eğer klozet kapağı açıksa çekilen sifonun havaya yaklaşık bir metre yükselen binlerce aerosol damlacık bulutu oluşturduğu tespit edilmiş…
Aynı ekip bir başka çalışmalarında da pisuvar sifonunun da nasıl aerosol üretebileceği üzerine modelleme yapmışlar,
Ve sonuçlar benzer bulunmuş…
Gerçi bunlar, sifonun aerosol ürettiğini gösteren ilk çalışmalar değildi,
Ancak araştırmacılar, modellerinin pandemi sırasında toplumun banyo hijyenini daha fazla düşünmeye teşvik edebileceğini umduklarını belirtiyorlar.
Aerosoller, ister bir kişinin öksürüğünden isterse tuvalet sifonundan kaynaklansın, bakteri veya virüs taşıyabilir.
Virologlar genellikle enfeksiyöz aerosol partiküllerini çapı 5 µm’nin altındakiler olarak tanımlar.
Ancak yaklaşık 60-100 µm’ye kadar olan damlacıklar da havada asılı kalabilir ve mikrop taşıyabilir.
Bir patojenin havada ne kadar süre hayatta kalabileceğini ve yine de bir kişiye enfekte edebilmesini etkileyen faktörler:
• Sıcaklık,
• Havadaki nem
• Ultraviyole ışığın varlığı ve
• Mikroorganizmanın türüdür
SARS-CoV-2 durumunda, laboratuvar çalışmaları, virüsün sıvı aerosol damlacıklarında saatlerce bozulmadan yaşayabildiğini göstermiştir.
COVID-19’a neden olan virüsün yüzeylerde ne kadar süre hayatta kaldığı ise net olarak belli değil…
Örneğin Journal of Hospital Infection‘ da yayınlanan bir çalışmada 2 saat ile 9 gün arasında değişen büyük bir değişkenlik bulunmuştur.
Ancak aynı incelemede, etkili inaktivasyonun %70 etanol (alkol) veya sodyum hipoklorit (çamaşır suyu) 1 dakika içinde gerçekleştirilebileceğini de gösterilmiştir.
Sonuç olarak:
Hem klasik tıp bilgimiz hem de güncel bilimsel veriler bizi dönüp dolaşıp aynı noktaya çıkarıyor:
- Maske
- Mesafe
- Hijyen
Ve tabii ki TAM DOZ AŞI!!!
Son olarak takip ettiğim bir yoğun bakım hekiminin tweet’ ini paylaşmak istiyorum:
İki COVİD hastalarının aileleriyle acı verici bir görüşme; birisinin annesi, diğerinin eşiyle.
Her iki hasta da ölüyor,
Her iki kadın da gözyaşları içerisinde…
Nakil, ecmo (kalp ve solunum desteği sağlayan cihaz), ya da hastalarını hayatta tutacak ilaçları soruyorlar.
Aslında aşının tüm bunları önleyebileceğini biliyorum, ama artık çok geç…
Ezcümle:
Aşının yan etkileriyle ilgili söylemler, atıp tutmalar, komplo teorileri kasmalar bu hastalık kapınızı çalana kadar geçerlidir!!!
Hasta ağırlaşmaya başladığı andan itibaren, yakınları yan etkisi ne olursa olsun onu hayatta tutabilecek bir ilaç derdine düşüyorlar,
Ama unutmayın,
Ne yazık ki yoğun bakım ünitesinde mucizeler yaratan ilaçlarımız mevcut değil!!!
Hiçbir aşının %100 koruma sağlamadığını ve sağlamayacağını tüm bilim insanları defeatle tekrar ediyor,
Ancak tam doz aşı olmak bu hastalığa bağlı yoğun bakıma girme ve ölüm riskini dramatik bir şekilde azaltıyor;
İŞTE BU MUCİZENİN TA KENDİSİDİR!!!