Ali Uçar adını duydunuz mu hiç?
Belki de tanıdığınız bir Ali Uçar vardır zaten; lakin ben Koca Yürekli Ali Uçar’ ın hikayesini paylaşacağım sizlerle…
Arşivimi karıştırırken rastladım bu dokunaklı hikayeye; kaydetmişim notlarımın arasına bu yüreğe dokunan yolculuğu…
Şüphesiz hiçbir karşılaşma tesadüf değildir, mutlak vardır bir sebebi, bir alametifarikası…
Peki hatırladınız mı kimden bahsettiğimi???
Hani kendini bilmezin biri toplu taşımada kitap okurken gizliden resmini çekmiş ve “Entel olacağım, kız tavlayacağım diye kendini yırtan İZBAN KEKOSU. Terliklerine bayıldım” diye etiketlemişti onu…
Olaydan sonra Uçar, paylaşıma şöyle cevap vermişti :
Arkadaşlar fotoğraftaki şahıs benim ve hiç utanmıyorum…
Karşımda oturmuş olan kıza veya çevremde hiç kimsenin namusuna bakmadığım için…
Evet ben cebi çok zengin bir insan değilim.
Hatta 6. sınıftan terkim.
Annem babam ayrı.
Toplumun huzurunu kaçıran soytarı olmadım.
Çalmıyorum.
Çalışarak kazanıyor, param yettiğince kitap almaya, kütüphaneye gitmeye çalışıyorum.
Çok utanç duyuyorum böyle bir insan olduğum için.
Elbisem kirli, terliğim bindiğim metroya uygun değil.
İşte zihnimi kirletemiyorum.
Utanıyorum.
Ama her ne olursa olsun bana kitaplar böyle olmayı öğretti.
İnsan olmayı..
Hayvanlaşıp çevremi kirletmiyorum.
Üzgünüm, utanıyorum…
Ve bu olaydan 5 sene sonra da Ali’nin “Kitap Dokununca Yüreğe” isimli ilk kitabı yayınlanıyor…
Ve işte yazdığı kitabın önsözü….
Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir: